Kırmızı Kaşık

20 Temmuz 2014 Pazar

Bir cumartesi gecesi rüyası; pazar kahvaltısı

Haftasonunun değerini en çok çalışanlar ve okuyanlar bilir. Tüm hafta boyunca haftasonunun planlaması yapılır. Zaten altı üstü 2 gün, iyi değerlendirilmesi gerekir. Çoğunlukla cumartesi günleri esas planlara ayrılır. Pazar günüyse pazartesiye çok çok çok yakın olmasından dolayı hep durgun ve fazla efor gerektirmeyen aktiviteler için saklanır. Güzel bir kahvaltı böylesi bir gün için biçilmiş kaftandır. Belki eş-dost çağırılır belki misafir ağırlama sorumluluğundan kaçılır ve aile içi bir kahvaltıyla yetinilir. İster yalnız yapılanı olsun isterse de kalabalıklar içinde olanı olsun, pazar kahvaltısı fazlasıyla abartılmayı hak eden bir ritüel haline gelmesi gerekendir. Umarım benim gözümdeki pazar kahvaltısının yerini ve önemini anlayabilmişsinizdir. Pazar kahvaltısı bir ödüldür aslında. Bütün bir haftanın yoğunluğuna ve yarattığı yorgunluğa karşılık dingin bir ortam sunar. Pazartesi stresini alır, yeni haftaya dinç başlamaya yardımcı olur. Kısacası sizin o önemsemeyip geçiştirdiğiniz o pazar kahvaltısının bu tür faydaları vardır. Geçenlerde yoğun bir haftanın ardından yine bir pazar gününü güzel bir kahvaltıyla taçlandırmak istemiştim. Sonra büyük bir özveri ve özenle bu güzel kahvaltı masası ortaya çıktı. Evet biraz emek vardı ve yaklaşık 45 dakika içinde yaptığım her şey bitmişti ama sonrasında layıkıyla harcanmış bir pazar günü kalmıştı elimde.
Zaten hali hazırda kahvaltı masalarında karşılaştığınız şeyler vardı yine masada ama bu kez sunumda ufak değişiklikler yapmıştım. O pazar, pankekler ve sıra dışı yumurtalar kahvaltı masasında başroldeydiler. Pankeklerimi zaten hatırlarsınız hikayesiyle birlikte... İlk denememde kusursuz olup onu izleyen 2., 3. denememde bana ihanet etmişlerdi ve tavaya yapışmadan çıkaramamıştım bir türlü. Sonrasında sükunetimi koruyup gözlemlemeye karar vermiştim ve deneyimlerim sonucunda daima aklımın bir ucunda kalacak bir takım tüyolar keşfetmiştim. O saatten sonra beni hiç şaşırtmadı ve o yumuşacık pankeklerin sahibesi oluvermiştim işte. Eğer "Ben hatırlamıyorum:/", "Nasıldı ki o tarif?" diye sorarken buluyorsanız kendinizi, sizi şu şekilde yönlendirebilirim.

Yumurtalara gelince sıradan bir haşlama yumurta olacakmışcasına kaynattım onları. Daha sonra kutup noktalarına gelecek şekilde ortadan ikiye kestim ve sarılarını çıkarıp blender kabında hardalla ve gerekli malzemelerle (bildiğimiz tuzla) blenderdan geçirip krema haline getirdim. Oluşan kremayı "krema sıkıcı"ya (keşke teknik bir ismi olsaydı) doldurup istediğim başlığı takıp sarısız kalan yumurtanın beyaz kısımlarına sıkarak şekillendirdim. Onun dışında anlatılmayı gerektirecek özel bir şey yoktu kahvaltıda. Peyniri nasıl kestiğimi, zeytinleri kahvaltı tabağına nasıl yerleştirdiğimi ya da ekmekleri nasıl kızarttığımı anlatmaya geçmeden izninizle bu yazımı da burada sonlandırıyorum. Yeni gönderi gelene kadar afiyetle kalın.


Melody Calling by The Vaccines on Grooveshark

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Recipe Blogs - BlogCatalog Blog Directory