Kırmızı Kaşık

29 Nisan 2012 Pazar

Baykuş Kurabiyeleri

Tam sözlerini hatırlamıyorum ama şöyle başlıyordu sanırım "Bir dostu olmalı insanın, çokca sevdiği" diye. Çok değer verdiğim biri yazmıştı böyle bir şiiri. Sonra benden okumamı istediğinde, "Senin için yazdım diyemem ama yazarken sen aklıma geldin" demişti. Oysa bu bile yeterliydi benim için. Şimdi size bu insanı anlatmaya kalksam kelimeler kifayetsiz kalır. Hiçbir şey yazamam hakkında. Biliyorum o mükemmel değil hatta ben de mükemmel değilim ama biz birlikteyken mükemmeliz bunun farkındaydım. Her kusursuz olanın kaçınılmazı gibi bizim ilişkimiz de darbe aldı. Tutturdu ben okuyacağım diye İstanbul'llara filan gitti, engel olamadık kızımıza:D Neyse ki böyle uzaktan uzaktan yürütmeye çalışıyoruz ilişkimizi. Zor olmuyor diyemem tabi ki. Fazla konuşamıyoruz. Onun boş zamanı bana uymuyor, benimkisi ona... Bazen günlerce hatta haftalarca konuşamadığımız oluyor. Hani derler ya iyi arkadaş başına gelen bütün mükemmel hikayeleri bilen, iyi bir dost ise o hikayeleri seninle beraber yaşayandır diye. Hayatımın en mutlu anlarında başrollerini paylaştığım insana şimdilerde yaşadığım mutlu anlarımı anlatabilecek zamanı bile  bulamıyorum. Bir insan birine gerçekten değer verirse herşeyde onu buluyor. Ne biliyim bir şarkı dinliyorum, o şarkıyı onunla beraber dinlediğimiz aklıma geliyor ya da yemek yiyecek oluyorum beraber yaptığımız yemekleri hatırlıyorum falan böyle sürüp gidiyor bu. Oysa bizim hiç ortak yanımız yok onla. Belki de aramızdaki dostluğun bu kadar kuvvetli olmasının bir nedeni de budur. Olur ya herhangi bir şeyden ikimiz de hoşlanabiliyorsak o bizim sayılı ortak beğenilerimizden biri oluyor ve ona sıkı sıkı bağlanıyoruz çünkü dediğim gibi başka ortak noktamız yok. Birbirine zıt insanlarız biz. Her neyse bunları neden anlattım. Baykuşlar için anlattım. Yegane ortak beğenilerimizden birisi de baykuşlar. Baykuşları çok seviyoruz, onlara değer veriyoruz. Sonra ne zaman baykuşlu bir şey görsek birbirimizi hatırlıyoruz filan:D Dün de onu ne kadar özlediğimi anladım ve böyle bir şey yapmaya karar verdim. Onun için de sürpriz olur diye düşündüm. Belki yanımda değildi ama ben onun yerine de yedim merak etmesin lütfen.

Malzemeler:
* 1 paket margarin
* 2 su bardağı un
* 2 su bardağı buğday nişastası
* 1 su bardağı pudra şekeri
* 3 yemek kaşığı kakao

Yumuşamış margarini, unu, nişastayı ve pudra şekerini kulak memesi kıvamına gelene kadar yoğuruyoruz. Hamurun yarısından biraz daha fazlasını bir kenara ayırıyoruz. Kalan az hamura kakaoyu ekliyoruz ve kakao homojen bir şekilde dağılana kadar yoğuruyoruz. Daha sonra sade hamuru merdane yardımıyla dikdörtgen bir biçimde çok ince olmayacak şekilde açıyoruz. Üzerine streç film ya da pişirme kağıdı koyarak hamuru açarsanız daha iyi sonuçlar elde edersiniz.





Kakaolu hamuru silindir haline getiriyoruz ve açtığımız diğer sade hamurun üzerine yerleştiriyoruz.




Rulo haline getirip bu hamurdan dilimler kesiyoruz. Daha sonra bu iki dilimi birbirine yapıştırıp baykuş şekli veriyoruz ve kakaolu kısımların ortasına göz olarak fındıkları yerleştiriyoruz.






Hepsini tepsiye yerleştirip önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında 30 dakika pişmesini bekliyoruz veee baykuş kurabiyelerimiz hazır oluyor.






"Hayat kötü,  yaşamak güzel"

26 Nisan 2012 Perşembe

Bir keresinde sınava girmiştim

      LGS miydi, OKS miydi onu bile hatırlamıyorum ama ben bir keresinde sınava girmiştim. Sınav gününden bir gün önce kurbanın gönlünü hoş tutmaya çalışırlar ya alış-verişe götürürler, yemeğe çıkarırlar falan. Bizimkisi de o misal, gezip tozup sonra da Ankara'nın köklü pastanelerinden birine tatlı yemeye gitmiştik. Görünüşüne aldanıp bi tatlı istemiştim kendime. Hoş gerçi tadı güzeldi ama yerken çok zorlanmıştım. İşte o tatlı bu tatlı. Milföy hamurlu kremalı. Yaparken o gün aklıma geldi birden. Bu da böyle bir anımdı deyip tarife geçmek istiyorum izninizle.

Malzemeler:

* 1 paket milföy hamuru

Krema için:
* 2 adet yumurta
* 2 yemek kaşığı un
* 2 çay bardağı şeker
* 1.5 su bardağı süt
* 1 paket vanilya
* 1 yemek kaşığı margarin

Kreması için margarin hariç bütün malzemeleri karıştırıyoruz. Daha sonra orta ateşte kaynamasını bekliyoruz. Kaynadıktan sonra ateşi kısıp, karıştırmadan 1-2 dakika bekliyoruz. Bekledikten sonra ocaktan alıp içine 1 kaşık margarini ekliyoruz. Kremayı soğumaya bırakıp, milföy hamurumuzu merdane yardımıyla inceltiyoruz. Üzerine bıçakla ufak ufak kesikler atıp fırına veriyoruz. 20-25 dakika 180 derecelik fırında pişmesini bekliyoruz. Fırından çıktıktan sonra bir kat milföy hamuru bir kat krema olacak şekilde kat kat tatlımızı inşa ediyoruz:) En son da üzerine pudra şekerimizi serpiştiyoruz. İşte bu kadar!
Muzicons.com

6 Nisan 2012 Cuma

Arşivden: "Elmalı Çikolatalı Toplar"

Bakınız burada neler var; çikolataaa toplarııı! Bunları yapalı 2-3 yıl oldu sanırım. Eski bir usb belleğin içinde buldum bu fotoğrafı ve çok mutlu oldum. Bu topları yaptığım o gün aklıma geldi. Televizyonun karşısına geçip petibör bisküvileri ufalayan bir tip; ben. Efendim bu tarif hem çok basit hem de çok lezzetli. Üstelik petibör bisküvileri ufalamak dışında fazla da uğraştırmıyor. Bisküvileri de elinizle ufalamak zorunda değilsiniz hem. Rondo ya da benzeri bir mutfak robotuyla saniyeler içinde bisküviler un ufak olabilir. İlk yaptığımda üşengeçlik edip robotu çıkarmamıştım. Elimde hemen yaparım dedim ama yanılmışım işte. Elimle yapınca daha çok uğraştım. Hemen tarife geçiyorum.

Malzemeler:
* 1 adet küçük elma,
* 1.5 paket sade petibör bisküvi,
* 1.5 yemek kaşığı kakao,
* 1 çay bardağı süt,
* 1 yemek kaşığı şeker,
* üzeri için hindistan cevizi

Bisküvileri robottan geçiriyoruz. Rendelenen elmayı katıyoruz. İkisini iyice karıştırdıktan sonra diğer malzemeleri de ekliyoruz ve hamur haline getiriyoruz. Daha sonra bu hamurdan ufak ufak parçalar alıp top haline getiriyoruz. Hindistan cevizine batırıp servis yapıyoruz.


Muzicons.com
Recipe Blogs - BlogCatalog Blog Directory