Kırmızı Kaşık

14 Şubat 2014 Cuma

Bazen eve ekmek getiremezsin; kendin yaparsın

Eveet yine uzunca bir ara, yoğun bir dönem, radikal kararlar, birtakım değişiklikler ve sonunda yine buradayım. Öncelikle her uzun aradan sonra buraya dönüşümde gerçekleştirdiğim bir ritüeli gerçekleştirmek istiyorum ve buraya yazmadığım süre zarfında hayatımda ne gibi değişiklikler olduğuna değinmek istiyorum. Ben buralarda değilken ve belki de siz eski gönderileri defalarca okuyup ezberlemişken, ben işe girdim. Eveeet işe başladım. Hayatın dönüm noktası sayılabilecek bir şey; yeni bir işe başlamak, hatta ilk defa bir işe başlamak. Okul varken, burada defalarca ne kadar yoğun olduğumdan dem vururdum. Yaklaşık 5 aydır okulla işi bir arada götürmeye çalışıyordum. Neyse ki kazasız belasız bir şekilde o arada okuldan mezun olabilmeyi de başardım. Nasıl oldu inanın ben de anlamadım ama bitmişti işte. Son yılım pek istediğim ve beklediğim gibi geçmemişti ama olsundu bu da böyle bir mezun olma durumuydu. Fiziksel olarak okulu özliycem evet. Şu anda proje için, ödev için ve tabi ki sınavlar için okulda geçirdiğim saatleri bile özleyecekmişim gibi geliyor. Hatta şu anda özlüyor bile olabilirim. Tam bilemedim şimdi. Her neyse sonuç olarak acısıyla tatlısıyla eğitim hayatımın sonuna gelmiş bulunuyorum. Artık hayat biraz daha ciddileşiyor, etrafınızdakilerin beklentileri artıyor. Hal böyle olunca insanın kendine çeki düzen vermesi gerekliliği, zorunlu hale geliyor. Bu konu nereye bağlanacak derseniz, bu hikaye eve ilk ekmek getiremeyişimin hikayesi. Madem kendi paramı kendim kazanıyorum o halde ben de ekmek yaparım dedim ve kolları bu sefer ekmek hamuru hazırlamak için sıvadım. Zamanın kısıtlı olmasından mütevellit, mayayı ben hazırlayamadım. Bildiğiniz üzere ya da öğreneceğiniz üzere kendi ekşi mayanızı kendiniz yapmak istiyorsanız rahat 1 haftayı gözden çıkarmanız gerekiyor. Ben bir an önce ekmek yapmayı denemek istiyordum dolayısıyla mayayı fırından temin etmeyi uygun gördüm. Umarım sonraki gönderilerimde kendi yaptığım mayayla da deneme fırsatım olur. Şimdilik bununla idare edin:)

Malzemeler:

*1.5 su bardağı su
*500 gr un
*100 gr maya
*1 tutam tuz

İlk olarak un ve suyu karıştırıyoruz. Ekmek için un tercihim 100 gramı tam buğday unu geri kalanı  ise beyaz un olacak şekildeydi. Karışımı yoğurulacak kıvama gelene kadar su ve unu homojenize ediyoruz. Ardından mayayı bu karışıma karıştıyoruz ve mümkün mertebe hamura eşit yayılmasına dikkat ediyoruz. Hamur istediğimiz kıvama gelince, yani kulak memesi kıvamından biraz daha yoğun olacak şekilde, pişirme kağıdını yerleştirdiğimiz kalıbın içine hamuru yerleştiriyoruz. Önceden 220 derece ısıtılmış fırında 40-45 dakika pişiriyoruz ve ekmeğimiz hazır.

Bu yazdıklarım ortalama bir ekmeğin yapılış sürecini içeriyordu. Aslında ekmek yapmak bundan daha fazlası.
Gerçekten kaliteli ve emeğinizin birebir karşılığı olan bir ekmeği tatmak istiyorsanız 1 gününüzü buna ayırmanız gerekebilir. Ekmek aslında bir yemek masasındaki en önemli ayrıntılardan biri. Bir ekmeklesofranıza oturan birini ya baştan kazanırsınız ya da baştan kaybedersiniz. Restorantlarda yemeğinizden önce aperatif olarak gelen ekmeği mutlaka değerlendirme kapsamına almalısınız bence. O ekmek o mekan hakkında fikir sahibi olmanız için gerekli ipuçlarını verir. Ben de ilk olarak Anthony Bourdain'in aynı isimli kitabından uyarlanmış; Kitchen Confidential'ın bir bölümünü izlerken ekmeğin ne kadar önemli olduğunu fark etmiştim. Ekmek yapma merakım belki de buna dayanıyodur bilemiyorum.


Chocolate Distance(Hypnotized) by Karuan on Grooveshark
Recipe Blogs - BlogCatalog Blog Directory