Kırmızı Kaşık

13 Eylül 2013 Cuma

Dikkat aşırı patlıcan içerir!!

Sizleri baştan uyarayım patlıcana dair uzun bir yazı olacak bu. Hani bazı sebzeler, meyveler vardır ya böyle insanlar tarafından ya çok sevilirler ya da hiç sevilmezler. O nedenle çok sık anılırlar. Şimdi patlıcanı ele alalım. Patlıcan öyle bir sebze değil. Ne patlıcanı çok seviyorum diyeni duyarsınız ne de patlıcandan nefret ediyorum diyeni... İşte patlıcan tam olarak böyle bir sebze. Öylesine, kendi halinde... Tabi ki bir karnıyarık olsun bir patlıcan reçeli olsun o zaman adı sıkça duyulur ama tek başına patlıcan hiç bir şeydir bazılarına göre. Bence patlıcan çok değerli bir nimet. Patlıcanla inanılmaz şeyler yapılabilir. O zaman o insanlar utanırlar belki patlıcana gereken değeri vermedikleri için. Her neyse pek alışılmadık bir cümle olsa da ben patlıcanı severim evet kabul ediyorum her meyve sebze gibi patlıcanı da seviyorum. Çünkü patlıcanla nasıl güzel şeyler yapılabileceğini biliyorum. Uzun lafın kısası; patlıcan iyi biri. Şimdi gelelim bu tarifin hikayesine. Hemen hemen her çocuğun sebze yemeklerinden nefret ettiği yaşlarda ben patlıcan salatasını sevebilmiştim. Öyle çok sık yapılan bir şey değildi bizim evde. Yaşım ilerlediği zaman anladım ki annem patlıcanı, salata için kullanmanın onu boşa harcamak olacağını düşünüyordu muhtemelen. Patlıcanla ana yemek yapmak varken neden salata yapılsındı ki. Evet evet çok büyük bir ihtimal böyle düşünüyordu ama bilmiyordu ki patlıcan salatasını ben çok seviyordum. Patlıcan salatasının olduğu sofrada ana yemek de varsın olmasındı. Neyse bir patlıcan salatasını yememizin ardından belki aylar belki de yıllar geçmişti ki annemin ricası üzerine yenisini yapmak üzere mutfağa davet edildim. Şimdiye kadar yemesi hep güzeldi ama ya yapması? Yapması da güzeldi tabi ki, nihayetinde patlıcan salatası yiyecektik o uğraşların sonucu... Her neyse mutfağa gittim ama ben daha önce hiç patlıcan salatası yapmamıştım insanlar. Neyse ki bu tür şeyleri sorun edecek bir insan değilim. Aksine anlayışla karşıladım ve dedim ki "Hmm benim için yeni bir  deneyim olacak" dedim evet tam olarak böyle dedim. Sonra başladım yapmaya. Hani anaokulunda ya da kreşte derler ya hayalinizdeki bıdı bıdının resmini çizin diye, benimki de aynı hesap hayalimdeki patlıcan salatasını yapmaya çalıştım evdeki kısıtlı malzemelerle, sınırlı renkte boyaları olan küçük çocuk gibi... Hikayenin geri kalan kısmında malzemeler ve görseldeki patlıcan salatasının yapım aşaması var.

Malzemeler:

*3-4 patlıcan (tabi ki)
*1 adet orta boy kuru soğan
*sevimli yeşillikler (maydanoz olabilir, yeşil soğan olabilir, hayal gücünüze bırakıyorum)
*yeşil ya da kırmızı biber (ya da ikisi de)
*bir takım baharatlar
*zeytinyağı

Önce patlıcanlarımızı fırında közlüyoruz. Soğumasını bekliyoruz. Soğuduktan sonra ufak parçalara bölüp zeytinyağı ve limon ekleyerek karıştırıyoruz. Patlıcanlar bir köşede beklerken, soğanları doğruyoruz. Yeşillikleri ve doğranmış biberleri de ekleyip zeytinyağını ve limonunu katıyoruz. Daha sonra patlıcanları da üzerine ekleyip gerekli baharatlarla salatamızı şımartıyoruz. Evet hepsi bu kadar. Bu da böyle bir paylaşımdı...


Whatever Lola Wants (Lola Gets) by Sarah Vaughan on Grooveshark

6 Eylül 2013 Cuma

Size Noodle Taklidi Yapayım mı?

 Artık yeterince boş vaktim olduğuna göre burayla ilgilenebilirim. Eveeet kısa süreliğine de olsa boştayım. Buralar da hep boş kalmış ama ben kısa sürede burayı yeni tariflerle doldurcam merak etmeyin. Daha önceki yazımda size Afrika'dan gelen bebeklerimi tek tek göstermiştim. Bu tarifte de onların bir kısmını kullanma fırsatım oldu ve pirinç eriştesiyle sebzeli noodle yaptım. Daha önce de noodle yapma girişimlerim olmuştu, henüz burada paylaşma imkanım olmadı ama yapmıştım güzel de olmuştu. Kendim yaptım diye demiyorum ama cidden başarılı olmuştu. Bin bir hevesle pirinç eriştesiyle de denemeye karar verdim ama şimdiden belirteyim Çin eriştesiyle yaptığım noodle kadar güzel olmadı. Arka planda ilginç bir tat vardı. Muhtemelen eriştenin pirinçle yapılmasından kaynaklanıyordu. O ilginç tadı göz önünde bulundurmazsak bu deneyim de başarıyla sonuçlandı denilebilir. Yalnız normal erişteyle yaptığım sebzeli noodle ne kadar yersen ye rahatsız etmezken, bu pirinç eriştesiyle yapılan noodle'ı bir tabaktan fazla yediğin zaman bayıyor. Bu da yine arka plandaki o ilginç tattan kaynaklanıyor. Bu yemeğin de hikayesi kısaca böyleydi. Şimdi malzemeleri sıralayıp nasıl yapıldığına geçelim isterseniz.

                                                                                      Malzemeler:
1 paket pirinç eriştesi için;
*100 gr soya filizi
*2 adet kabak
 *2 adet taze kırmızı biber
*1 kase mantar
*1-2 adet sarı biber
* 2-3 adet tavuk göğüs
*Soya sosu



Önce mantarları ince ince doğrayıp tavada kızartıyoruz daha sonra rendelenmiş kabakları ve julyen kesilmiş biberleri ekleyip kızartıyoruz. Aynı anda erişteleri sıcak suda, 15 dakikayı geçmeyecek şekilde bekletiyoruz.Tavadaki sebzeleri de az az soya sosu ekleyerek kızartmaya devam ediyoruz. Erişteler yumuşadıktan sonra onları da tavaya alıyoruz. Soya sosu ve pirinç baharatıyla, istenen yumuşaklığa gelene kadar pişiriyoruz.



Ben pişirirken tereyağı da kullanıyorum. Siz de bu tür şeyler yapabilirsiniz. Hatta ve hatta nar ekşisi de kullanıyorum ama her damak tadına uygun olmayabilir tabi ki. İyisi mi siz nasıl güzel olacağını düşünüyorsanız o malzemeleri de katabilirsiniz. Tüm bu malzemeleri pişirdikten sonra zaten sebzeli noodle'ınız hazır oluyor. Dilediğiniz gibi istediğiniz kadar tüketebilirsiniz. Afiyet olsun.


El Pueblo Unido by Thievery Corporation on Grooveshark
Recipe Blogs - BlogCatalog Blog Directory